- TEMAŞİ
- Birbiriyle yürüyüşmek, birlikte yürümek
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
dirsek teması — is. Bir amaç uğruna dayanışma içinde bulunma, ilişki içerisine girme Bu taklitçi aydın ve sanatçılar, ister istemez, halka yabancılaştılar, onunla her türlü dirsek temasını yitirdiler. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
tema — is., Yun. 1) Asıl konu, temel motif Tablonun teması. Anıtın teması, Kurtuluş Savaşı ydı. 2) ed. Öğretici veya edebî bir eserde işlenen konu, düşünce, görüş 3) müz. Bir besteyi oluşturan temel motif … Çağatay Osmanlı Sözlük
dirsek — is., ği 1) Kol ile ön kol arasındaki eklemin arka yanı 2) Giysi kolunda bu organa denk gelen bölüm Dirseği yırtık neftî bir örme ceket giymiş. P. Safa 3) Boruların doğrultusunu değiştirmekte kullanılan bağlantı parçası Bu iki boruyu bir dirsekle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ıslak zemin — is., mim. İnşaat sektöründe mutfak, banyo, tuvalet vb. suyla teması olan bölümlerin yüzeyi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapalı görüş — is. Cezaevlerindeki tutukluların yakınlarıyla belirli günlerde, aralarında birbirleriyle teması engelleyen nesneler varken yüz yüze görüşmesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
öpüşmek — nsz, le 1) Birbirini öpmek Çok göreceğim geldi diye boynuna sarıldı, öpüştüler... B. Felek 2) mec. Nesnelerin parçaları birbiriyle tam olarak yan yana bulunmak, teması olmak Parmaklıklı demir kapılar birbiriyle tam öpüşmemişti. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
temas — is., Ar. temāss 1) Değme, dokunma (I), dokunuş (I) 2) Buluşup görüşme, ilişki kurma, münasebet Her nevi halkla temas ve kaynaşma hâlinde bulunmalıdır. S. F. Abasıyanık 3) Değinme, sözünü etme, bahsetme O konuya hiç temas edilmedi. 4) Gidip gelme … Çağatay Osmanlı Sözlük
lokma (veya lokması) ağzında büyümek — üzüntü veya iştahsızlık sebebiyle lokmasını yutamamak Ağzımızda lokmalar büyürdü, muşambanın buz gibi teması âdeta ellerimizi yakardı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük